Wednesday, April 4, 2012

Bir gün lazım olur…

Song Dong Çinli bir konsept sanatçısı…90’lı yılların başında babası, bir kalp krizi sonucu hayatını kaybediyor. Babanın ani ölümü aile için büyük bir yıkım oluyor. Bu ölüm, ailenin her ferdini ağır bir depresyona sürüklüyor ama en çok da Dong’un annesini… Anne bir “biriktirici”. Babanın ölümünden sonra bu alışkanlığı iyiden iyiye obsesyona dönüşüyor. Ağır bir depresyonun içinde, biriktirdiği eşyaların arasında giderek kayboluyor. Dong buna bir çözüm bulabilmek, annesini düştüğü karanlıktan çıkarabilmek için her yolu deniyor ama olmuyor. Ve son çare olarak sanatın yardımına koşuyor. Annesinden işlerine yardım etmesini istiyor. Anne usul usul cevap veriyor Dong’un istediğine… Derken zaman içinde hayata yeniden tutunuyor.
“Sanat benim için amaç olmaktan çıkmıştı. Artık bir araçtı. Annemi hayata döndüren bir araç” diye yazmış serginin tanıtım afişine. Burada düşünebilirsiniz bir süre… Sanat araç mıdır amaç mı diye… O çok tipik, sıkıcı entellektüel tartışmalardan birine de dalabilirsiniz kolaylıkla. Ama bırakalım şimdi bunları, ‘Sanat kimi zaman amaç kimi zaman araç olabilir. Nasıl görmek istiyorsan, nasıl işe yarıyorsa odur ve onu güzel kılan da budur’ kabulünü yapıp devam edelim;
Anne ufak ufak hayata bağlanmaya başladığı günlerde Dong’un aklına bir proje geliyor. Annesini yine işbirliğine davet ediyor. Ve ortaya benim bugün gördüğüm o muazzam iş çıkıyor.
Song Dong annesinin yıllar boyunca “bir gün lazım olur” diye biriktirdiği 10 binden fazla objeyi biraraya getiriyor. Bu objelerin arasında neler yok ki… Oyuncaklar-kiminin kolu kiminin bacağı kırık porselen bebekler, tek gözlü bir pelüş ayı, plastik pokemon!-, şişe kapakları, rengi solmuş gömlekler, kumaş parçaları, şişeler,  okul defterleri, kullanılmış kalemler, gazeteler, dergiler, nuhu nebiden kalma aksesuarlar-ayakkabılar, çantalar, şemsiyeler, tokalar, bilezikler-, ipler, tahta sandalyeler, leğenler, bir yığın çivi, çekiç, plastik yemek kapları, dondurma çubukları !
Akılalmaz bir yığındı karşı karşıya olduğum. Önce anlam veremedim sonra müthiş bir sarsıntı geçirdim. Gündelik hayatta kullandığımız onca objenin bu şekilde birarada sergileniyor olması mıydı beni hayrete düşüren yoksa her birinde gördüğüm ayrı yaşanmışlık ve umutsuzluk muydu bilemiyorum. Ama şunu biliyorum orada çok tanıdık bir şeyler vardı. Biraz kendi annem vardı, anneannem vardı, tanıdığım komşu teyzeler vardı ve hatta belki biraz da ben vardım.
Ben de bir gün lazım olurculardanımdır. Hoş son dönemde, özellikle aynı yıl içinde 3 kez taşındıktan sonra epeyce vazgeçtim bu huyumdan ama bıraksanız çok rahat yeniden başlarım biriktirmeye.
Sond Dong harika bir iş çıkarmış. Barbican Curve Galeri’de sergilenen “Waste not” ya da orijinal adıyla “Wu jin qi yong” 12 Haziran’a kadar devam ediyor. Yolunuz düşerse görün derim.

No comments:

Post a Comment